GEBELİKTE VÜCUTTA OLUŞAN DEĞİŞİKLİKLER

Gebelikte oluşan değişiklikler ile birlikte vücudumuz hamileliği devam ettirebilmek için fizyolojik bir değişim sürecine girer. Bu değişim özellikle kalp ve damar sistemi, solunum sistemi, hematolojik sistem (kan üretimi), hormonal sistem, karaciğer, sindirim sistemi ve cilt değişikliklerini içerir. Gebelikte kalp performansını artırır.
Kalbin dakikada vücuda pompaladığı kan miktarı (kalp debisi) yaklaşık % 25-50 oranında artar. Kalp debisindeki bu artışın temel nedeni bebeğin beslenmesini sağlayan bebek eşi (plasenta) için gerekli kanı temin etmektir. Bu artış gebeliğin ilk ayı başlayarak altıncı ayda en yüksek değere ulaşır. Kalp debisi doğum esnasında da %25-30 civarında artacaktır. Doğumun gerçekleşmesi ile birlikte kalpteki bu performans artışı azalarak 1-2 ay içinde normale döner. Kalbin performansını artırması başlıca iki mekanizma ile olur. Kalp debisindeki bu artış kalp atım hızı ve atım hacmindeki artış ile sağlanır. Kalp hızı dakikada 90-95 atıma kadar çıkar. Kalbin debisindeki bu artışa rağmen gebeliğin ikinci döneminde kan basıncı düşer. Bunun sebebi bebeğin eşi yani plasentadaki damar yapıların direncindeki azalmadır. Gebeliğin üçüncü döneminde ise kan basıncı tekrar normale döner. 



Gebelikte kan hacmi de artış gösterir. Bu artış kanın hücresel elemanlarında daha az iken kanın sıvı kısmında (plazma) daha fazladır. Hamilelikte kanın enfeksiyonla mücadele eden hücresi olan lökositlerin sayısında da artış olur. Özellikle gebeliğin sonunda ve doğum sonrası dönemde yüksek değerlerde izlenir. Kan hacminin artması ile birlikte gebelikte demir ihtiyacı da artmıştır. Bu nedenle gebelikte kansızlık gelişimini önlemek için demir takviyesi gerekebilmektedir. Kalp debisinin ve kan volümünün artmasına paralel gebelikte böbrekler çalışmasını artırır. Kanın böbreklerden süzülme oranları hamilelik ortasına doğru en yüksek değerlerine ulaşır. Rahmin büyümesi bazen böbrek ile idrar kesesi (mesane) arasındaki kanallara (üreter) bası yapabilir.  Bu durumda gebelikte böbrekte genişleme olur. Bu durum rahmin basısına sekonder gelişen gebelik hidronefrozu olarak bilinir. Genişlemenin derecesine göre tedavi planı doktorunuz tarafından yapılacaktır. Gebelik sonrası bu durum genellikle normale döner. Gebeler sırt üstü yatarken büyük damarlara olan bası nedeni ile böbreğe gelen kan akımı azalır. Sırtüstü yerine yan yatılması bası etkisini ortadan kaldırıp böbrek kan akımını artırır. Kalbin çalışma kapasitesinin artırması benzer şekilde gebelikte akciğerler içinde geçerlidir. Ancak rahmin gebelik süresi boyunca büyümesi akciğerlerin daha fazla genişlemesini kısıtlayacaktır. Buna rağmen gebelikte dakikadaki solunum hacmi ve sayısı artacaktır. Tüm bu değişiklikler gebelikte artan oksijen tüketimine bir yanıttır. Rahmin büyümesi sindirim sistemini de etkileyecektir. Kalın bağırsaklara ve anüse yakın barsak kısmına (rektum) olan bası gebelikte kabızlık gelişimine yol açabilir. Gebelikte değişen hormonal değerler de barsak hareketlerini azaltmaktadır. Yemek borusu ve mide kaslarındaki gevşeme ile mide içeriğinin barsaklara geçmesi yavaşlayacak ve yemek borusuna kaçış olacaktır. Bu durum gebelikte reflü ve gebelikte mide yanması gibi şikayetlerin gelişim nedenidir. Bununla birlikte gebelikte mide asit salgısı azalır. Barsak hareketlerindeki azalma gebelikte şişkinlik oluşturur. Gebelikte oluşan hormonal değişiklikler bebeğin eşi yani plasenta tarafından salgılanan hormonlar nedeni ile olur. Gebelikte kortizon hormonundaki artış meydana gelir. Bu durum kan hacmindeki artma ile birlikte gebelikte ödem oluşmasına neden olur. plasentadan salgılanan bazı enzimler neticesinde gebelikte kan şekerini düşüren insülin hormonuna karlı direnç oluşur. Bu durum gebelik diyabeti için zemin hazırlar. Gebelikte tiroid bezi hormonal olarak uyarılır. Bu uyarılma sonucu tiroid bezi boyutları artar. Tiroid bezi daha fazla çalışır. Kandaki serbest tiroid hormonları normal olmakla birlikte bu durum bazen gebelikte çarpıntı, gebelikte terleme nedeni olabilir. Gebeliğin sonlarına doğru bebeğin eşi tarafından salgılanan bir hormon neticesinde gebelikte cilt lekelenmeleri görülebilir. Bu lekelenmeler alın, yanak ve yüz bölgesinde görülür. Bu durum gebelik maskesi olarak bilinir. Genital bölge, anal bölge, meme başı, kasıklar ve koltuk altında da gebelikte renk koyulaşması izlenir. Bacaklar ve gövdede cilt altı kılcal damarlardaki belirginleşmeler izlenebilir.


Popüler Yayınlar